Mitolojiye Giriş

Fuzuli Bayat

Ötüken Neşriyat,  İstanbul  2007  ISBN: 978-975-437-652-4

Dil: Türkiye Türkçesi  Türü: Kitap  Alt türü: Mitoloji - Destan

Dış bağlantı: http://www.otuken.com.tr/kitapdetay.asp?kitapID=573

Bu eseri üyemiz İskender temin etmiştir. Kaynağına ulaşmak için tıklayınız

Bütün Türk aydın ve okuyucularına rehber olacak evsafta bir eserdir. Yunan mitolojisi hayranlığını irdeler ve bizim mitolojimizin esaslarını belirler. …“Türk mitolojisi” terimini kullanmaktan kaçındıkları ve ne yazık ki uzun zaman gündemi belirlemeyi de başardıkları için Yunan mitolojisi zihinleri işgal etmiştir. Üniversitelerde mitoloji dersi Yunan-Roma mitolojisi bağlamında öğretilmiştir. Özellikle Arkeoloji bölümlerinde işlenen mitoloji dersinde, kesinlikle Türk mitolojisi kavramına yer verilmemektedir.


İster bilinçli ister bilinçsiz olsun; ihanet kötüdür, üzücüdür ve tehlikelidir. Dahası kültür ihaneti en bağışlanamaz olanıdır. Kaybolan kültür öğelerimizi geri getirmek çok zordur, bazen de mümkün değildir. Çünkü kültür milletin varlık ve kimlik meselesidir. Kimliklerini kaybeden milletler ise yok olmağa mahkûmdur.”


Eser, Yazarın mitolojimizle alakalı eserlerine de giriş niteliğindedir.

Yorumlar:

TÜRK MİTOLOJİSİ VAR MI? Geçen yazımda, İzmir incirine "SYMİRNA" adının verilişini yadırgadığımı belirtmiştim. O günden bu yana düşünüyorum da bu ismi verenleri çok görmüyorum. Çünkü onlar Türk Mitolojisinden bihaberdir. Neden mi? Sebebi, Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Fuzuli BAYAT'ın "Mitolojiye Giriş" adlı kitabının kapağında şu güzel sözlerle açıklanıyor: "Türkiye'de mitoloji sahasındaki ilk araştırmalar Yunan mitolojisi hayranlığı ile başlamıştır. Bunları başlatanlar kendi kültürlerine yabancıdırlar. Anadolu'nun Türklerden önceki kültür birikimine hayrandırlar; eserlerinde bu kaynaklara ilişkin bilgi ve yorumlara yer vererek, romandan tiyatroya Cumhuriyet döneminin bazı yazarlarına esin kaynağı olmuşlardır. Bunların coğrafyaya dayalı mitolojik anlayışlarında millet'in anlamı ortadan kalkmakta, millî kökler geçmişte bu topraklarda yaşayan milletlere bağlanmaktadır. Bunlar... Anadolu'ya Asya'dan gelmiş atalarını büyük ölçüde unutan bir düşünce içinde araştırmalar yapmışlardır." Yayın hayatına ve kitap dünyasına bakıyorum da Türk Mitolojisi ile ilgili olarak yeteri kadar inceleme ve araştırma yapılmamış. Veya yapılanlar alt tabakaların anlayabileceği bir dille ifade edilmemiş. Bir ilkçağ Yunan miti kadar herkesin duyabileceği, okuyabileceği biçimde gözlere, kulaklara ulaştırılmamış. Bu toprakların kültürleri, üzerinde yaşayanların kültürlerini bastırmış. Çünkü, uzun yıllar aydın geçinenlerimiz halkın elinde var olan değerleri yadsımış, onlara cahil gözü ile bakmış. Sadece eğlence amaçlı ürünleri ile ilgilenilmiş, folkloru ele alınmış, sadece halk oyunlarına yer verilmiş. Ona da şükür, demek lazım herhalde. Onlar da yok sayılabilirdi. Modern çağda mitolojinin ne işi var, diyebilirsiniz. Bölgemiz turizm açısından oldukça yoğun bir hareketlilik içinde. Rekabet amacıyla hemen her şey deneniyor. Bunlardan biri de iş yerlerine verilen aşnı (arkaik) isimler: Medusa, Tralles, Nysa, Magnesia, Kibele, Orfelia, Phrigia vs. Bunların bazısı eski yer isimleri olmasına rağmen pek çoğu da ilkçağ Yunan mitleri, tanrıları ile ilgili kelimelerdir. Zaten yer isimlerinin çoğu, Yunan mitolojik tanrıları ile ilgilidir, isimlerini onlardan almaktadır. Bunun dışında gittiğiniz bir turistik lokantada önünüze, yemek listesinden önce konulan pırıl pırıl kâğıda basılı servis altlığına baktığınızda ilkçağ Yunan tanrılarının aşk ve kavga hikâyelerine göz atmadan edemezsiniz. Yarı tanrılarla, tanrılar çekişir durur. Ondan sonra da güçlü olan tanrı, yarı tanrıyı veya tanrıçayı ya ağaç yapar, ya da ot, çiçek falan filan. Bunları küçümsememek gerekir, çünkü bunlar, mitolojinin konusudur. Mitolojiden söz etmek gerekirse bunların içine dalacaksınız. Doğru ve yanlış, gerçek veya gerçek dışı yargısını bir yana bırakarak o günkü insanların dünyaya bakış açılarını, yaratılış hikâye ve gerekçelerini oralarda bulabilirsiniz. Şimdiye kadar benim görebildiğim kadarıyla Türk Mitolojisi üzerine yazılmış olan tek otorite kitap Prof. Dr. Bahaeddin Ögel’in Türk Mitolojisi isimli iki ciltlik kitabı idi. Bu kitaptan ben çok yararlandım. En kaba sınırları ile belirtmek gerekirse gelenek ve göreneklerimizden hangilerinin Eski Türk hayatından, hangilerinin de İslamî kaynaklardan geldiğini bu sayede öğrenebildim. Çünkü pek çok eski Türk hayatından gelen gelenek ve göreneklerimiz İslamiyetin emriymiş gibi empoze edilmekteydi. Oysa onun kökeni, eski Türk yaşayışında yatıyor. Şimdi bunları bir bir sayıp dökmeme gerek yok. Belki bazılarında ulaşamadığım bilgiler dolayısı ile yanılıyor da olabilirim. Şimdi elimde, bir otoritenin, bu alanda hem batıyı hem de doğuyu gayet iyi hilen, kendisini yetiştirmiş bir bilim adamımızın bir seri kitabı var. Önce bu şahsı tanıtayım: Prof. Dr. Fuzuli BAYAT. Kendisi Azerbaycanlı. 1958 doğumlu. Azerbaycan Yabancı Diller Üniversitesi Fransız-İngiliz Dili bölümünü bitirerek ertesi yıl yüksek lisansını Fransız dili üzerine yapmıştır. Bir süre İngilizce öğretmenliği göreviyle çalışmıştır. 1990'da Özbekistan Bilimler Akademisi Dil ve Edebiyat Enstitüsünde Türkoloji doktorasını vererek "Doktor of Philosophie" unvanını almıştır. Bu arada eski Uygurca, modern Özbekçe, Kazakça ve Türkmenceyi öğrenir. Azerbaycan Bilimler Akademisi Edebiyat Enstitüsünde ilmî araştırmacı, Baku Devlet Üniversitesinde Azerbaycan ve Rus dilleri hocalığı ve daha sonra Ortak Türk Edebiyatı bölüm başkanlığını yapar. Yine aynı üniversitede 1993-1997 yılları arasında baş ilmî işçi (doçent)lik yaptı. 1995-1999 yılları arasında da Dede Korkut Ansiklopedisi hazırlama kurulu başkan yardımcılığı ve yazarlık görevini yürüttü. Bu çalışmasından dolayı Azerbaycan Yazarlar Birliğine üye seçildi. 1997 yılında üst aşama doktora tezini vererek Filoloji Bilimler Doktoru "Doktor of Sciences" (profesör) unvanını aldı. Şimdi Gaziantep Üniversitesi Öğretim üyesidir. Fuzuli Bayat'ın yayımlanmış 17 eseri, binden fazla ilmî makalesi vardır. Onun Türk mitolojisi ile ilgili olarak hazırladığı kitaplar şunlardır: Oğuz Destan Dünyası, Ana Hatlarıyla Türk Samanlığı, Mitolojiye Giriş, Türk Mitolojik Sistemi-1, Türk Mitolojik Sistemi-2. Mitlerin, ilkel yaşamdaki insanın evren ve evrende bulunan diğer varlıklar, bu varlıkların ortaya çıkışları kısacası yaratılış ile ilgili tasavvurlarla oluştuğunu belirtiyor. Bunların Türk yaşayışındaki yerini, inançlarını, bu inançların sergilenişini, yani törensel gösterimini derin bir vukufla açıklıyor. Kitaplar ilk anda insana sıkıcı gelebiliyor, çünkü bir çok terim bugüne kadar duymadığımız ve bilmediğimiz kelimelerden oluşuyor. Ama zamanla, ilerledikçe hepsi gayet güzel anlaşılıyor. Hele bu beş kitabı bittikten sonra Bahaeddin Ögel’in Türk Mitolojisi’ni okumak daha da zevkli hâle geliyor. Mitoloji gerçek değil ama, bir toplumu oluşturan bireylerin kültüründe var olan, onların birbirlerini anlamalarını sağlayan unsurlardan meydana geliyor. Yörük, Türkmen, Manav, Alevî dünyasını daha iyi anlayabilmek için ve dahası ilkçağ Yunan mitlerine teslim olmamak için kendi mitolojimizi bilmek zorundayız. Haydi gençler, biraz zor da olsa Fuzuli Bayat’ı okumaya...

YAŞAR ÇAĞBAYIR Yeni Söke - 18 Aralık 2007

...

Yorum

Bu eser hakkında henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yazan siz olun.

Yayınlanacak yorumunuza bir başlık yazın: Yorumunuzu yazın: